Endulus Emevileri
Endülüs Emevi DevletiEndülüs Emevileri (756-1031), İslam egemenliğini İspanya'ya yayan Arap hanedanıdır. Eski Yunan kültürünün Avrupa'ya aktarılmasında önemli rol oynamışlardır.
İspanya daha Emeviler döneminde Arap ordularının istilasına uğramıştı. Emeviler'in Kuzey Afrika Valisi Musa bin Nusayr'ın komutanlarından Tarık bin Ziyad 711'de bugün onun adıyla Cebelitarık (Tarık'ın dağı) olarak anılan yerde İspanya'ya ayak basmış, Arap orduları yedi yıl içinde Pirene Dağları' na kadar ilerlemişti. Ardından Fransa'ya giren Araplar'ı Franklar'ın komutanı Charles Martel ancak 732'de Poitiers'de (Puvatya) durdurabilmişti. Bundan sonra Arap egemenliği İspanya'yla sınırlı kaldı; Arap komutanlar yerel Hıristiyan güçlerle sürekli çarpışarak varlıklarını korumaya çalıştılar.
Çatışmaların sürüp gittiği bir sırada, Emeviler'in egemenliğine 750'de son veren Abbasi-ler'in Şam'da giriştikleri kıyımdan kurtulabilen 10. Emevi Halifesi Hişam'ın torunu Ab-durrahman 755'te İspanya'ya ayak bastı. Kısa sürede İspanya'daki Araplar'ı kendisine bağlayan Abdurrahman 756'da Kurtuba'ya (bugün Cordoba) girdi ve hükümdarlığını ilan etti. I. Abdurrahman, 788'de ölümüyle sona eren hükümdarlığı döneminde içte ayaklanmaları bastırmakla, dıştan gelen saldırıları önlemekle ve yönetimini pekiştirmekle uğraştı. Öldüğünde arkasında güçlü bir devlet bırakmıştı. Ondan sonra gelen hükümdarlar da yerel emirler ve nüfusun önemli bir bölümünü oluşturan Hıristiyanların sık sık ortaya çıkan ayaklanmalarıyla uğraştılar. Arap emirlerin ayaklanmaları en çok kuzeydoğudaki Eb-ro vadisi ile doğuda Batliyos (bugün Badajoz) ve güneyde Gırnata'da (bugün Granada) ortaya çıkıyordu. Hıristiyanlar ise özellikle Vizi-gotlar'ın eski başkenti ve önemli bir dinsel merkez olan Tuleytule'de (bugün Toledo) ayaklanıyorlardı. Bütün bunlara karşın Endülüs Emevileri hemen hemen İspanya'nın tümünü egemenlikleri altına almayı, burada canlı bir ekonomik ve kültürel yaşam yaratmayı başardılar. Başkent Kurtuba önemli bir ticaret merkezi olmanın yanı sıra Bağdat ve Kahire' den sonra İslam dünyasının üçüncü bilim merkezi olma özelliğini de kazandı. İşbiliye (bugün Sevilla), Gırnata, Tuleytule de önemli merkezler oldular. Endülüs Emevileri en güçlü dönemlerini III. Abdurrahman zamanında (912-961) yaşadılar. III. Abdurrahman aynı zamanda halife sanı alan ilk Endülüs Emevi hükümdarıdır. O güne kadar İslam dünyasında yalnız Abbasi halifeleri varken Fatımiler'in Mısır'da ayrı bir halife ortaya çıkarmaları üzerine III. Abdurrahman da İspanya'da halifeliğini ilan etti.
III. Abdurrahman'dan sonra gelen hükümdarlar döneminde devlet ardı arkası kesilmeyen ayaklanmaların yarattığı ortamda zayıflama sürecine girdi ve Endülüs Emevi hanedanı 1031'de son buldu.
Bundan sonra İspanya'da İslam egemenliği sayıları 15'e varan yerel beylikler tarafından sürdürüldü. 1090'da Kuzey Afrika' dan gelen Murabıtlar'ın ve 1145'te gene Kuzey Afrika'dan gelen Muvahhidler'in egemenlikleri de kısa ömürlü oldu. Müslümanlar, toprak alarak gittikçe ilerleyen Hıristiyanlar karşısında güneye çekilmek zorunda kaldılar. Gırnata'da tutunan Nasriler birçok güçlüğe karşın 1230'dan 1492'ye kadar İspanya'da İslam'ın varlığını sürdürdüler; Gırnata'yı önemli bir bilim ve kültür merkezi yapmayı başardılar. Bugün de ayakta olan Gırnata'da-ki Elhamra Sarayı Nasriler'in bıraktığı en önemli mimarlık yapıtıdır
Endülüs Emevileri ve Nasriler döneminde İspanya Hıristiyan Avrupa'nın da ilgisini çeken bir bilim ve kültür merkezi oldu. Endülüs Emevileri döneminde özellikle tıp, matematik, doğa bilimleri ve astroloji alanında önemli çalışmalar yapıldı. Doğu İslam dünyasında 8. yüzyılda başlayan Eski Yunan kültürünü tanıma ve bu kültürün ürünlerini Arapça'ya çevirme çalışmaları İspanya'ya aktarıldı. II. Hakem'in (961-976) Kurtuba'da kurduğu kütüphanede 40 bin cilt kitap vardı ve bunların çoğu Eski Yunan kültürünün ürünü olan bilim yapıtlarıydı. Nasriler döneminde bunlara felsefe yapıtları da eklendi. İbn Cebirol, İbn Bâcce, İbn Tufeyl, İbn Rüşd gibi büyük düşünürler bu dönemde yetiştiler.
Endülüs Emevi Sanatı
Endülüs Emevi sanatında Arap sanatının özellikleri yanında Roma ve Vizigot sanatının etkisi görülür. Mozaik sanatında da Bizans sanatının izleri belirgindir. Mimarlık alanında Endülüs Emevi sanatının en önemli yapıtı Kurtuba Camisi ile gene Kurtuba'da III. Ab-durrahman'ın yaptırdığı Medinetü'z-Zehra Sarayı'dır. Yapımına 784'te I. Abdurrahman tarafından başlanılan Kurtuba Camisi 200 yıl boyunca yeni eklemelerle büyümüş, 987'de Hacib Mansur'un eklemeleriyle son biçimini almıştır. 178 metre x 125 metre boyutundaki dikdörtgen planıyla İslam dünyasındaki en büyük camilerden biri olan Kurtuba Camisi sonraları katedrale çevrilmiştir. Surlarla çevrili Medinetü'z-Zehra kentinin tepe kesiminde yer alan Medinetü'z-Zehra Sarayı'nın kalıntıları yıllarca süren kazılar sonunda ortaya çıkarılmıştır. Askeri mimarlık alanında Tarife, Gormaz, Vacar kaleleri gibi görkemli yapılar ortaya koyan Endülüs Emevi sanatının dikkati çeken yönlerinden biri de iç ve dış süs-lemelerdeki zenginliktir.
ENDÜLÜS EMEVİ HÜKÜMDARLARI
I. Abdurrahman
756-788
I. Hişam
788-796
I. Hakem
796-822
II. Abdurrahman
822-852
I. Muhammed
852-886
el-Munzir
886-888
Abdullah
888-912
III. Abdurrahman
912-961
II. Hakem
961-976
II. Hişam
976-1009
I. Kez
II. Muhammed
1009
I. Kez
Süleyman
1009-1010
I. Kez
II. Muhammed
1010
II. Kez
II. Hişam
1010-1013
II. Kez
Süleyman
1013-1016
II. Kez
Ali en-Nasır (Hammudi) 1016-1018
IV. Abdurrahman
1018
el-Kasım (Hammudi)
1018-1021
I. Kez
Yahya (Hammudi)
1021-1022
I. Kez
el-Kasım (Hammudi)
1022-1023
II. Kez
V. Abdurrahman
1023-1024
III. Muhammed
1024-1025
Yahya (Hammudi)
1025-1027
II. Kez
III. Hişam
1027-1031
Osmanli-Devleti.Net