Tarih-i Kadim SosyoBilim Makele ve Deneme Platformu

Tarih-i Kadim

Portekiz Kralligi

  Portekiz Krallığı

  Portekiz Sömürge imparatorluğu, Porte­kiz’in sömürgeleştirdiği ülke ve toprakların hepsine verilen ad. Portekiz’in XV. yy.da başlayan toprak genişlemesinin sebepleri çeşitlidir: Bunların en başında din yayma ça­bası gelir. Rahip Joao, Fas’ın güneyinde, bir hıristiyan krallığında hüküm sürüyordu. Aynı kıyılarda, Avrupa’da bulunmayan al­tının (sudan altını) bol olduğu sanılıyordu. Kısa süre sonra altın araştırmalarının yanı sıra baharat araştırmasına da başlandı. Ce­neviz ile Afrika’nın simsarlar aracılığıyle yürütülen iktisadî ilişkileri Türklerin Doğu Akdeniz havzasına hâkim olmalarıyle bozul­du. Portekizliler Türklerin aracılığından kurtulmak için Hindistan’a doğrudan doğru­ya giden denizyolunu açtılar.

Portekizlilerin teknik üstünlüğü ve gemici Henrique’in teşviki, Afrika kıyıları boyun­ca ilerlemeyi geliştirdi. Cabo Ver de’ye (1444), sonra ekvatora (1471) ulaşıldı. Bartolomeu Dias, Ümit burnunu aştı (1487). Tordesillas antlaşmasıyle (1494) Portekizli­ler, Hint okyanusunda fetih tekelini ele ge­çirdiler. Fırtınanın Brezilya kıyılarına attı­ğı Cabral 1500′de ülkeye elkoydu. Covilha ve Vasco da Gama’nın Kaliküt ve Goa’ya (1498) yaptıkları yolculuklarla Portekizli­ler Doğu Hindistan’a yerleştiler. Joao IH’ün ölümünde (1588) Portekiz im­paratorluğu en parlak dönemini yaşıyordu, Fas’ın Atlas okyanusu kıyısındaki müstah­kem mevkiler ve Brezilya (Amazon’dan rio de la Plata’ya kadar uzanan kıyı kesimi) dışında, Doğu Hint yolu üzerinde bir dizi sömürgeyi içine alıyordu: Madera, Asor a-daları, Cabo-Verde, Gine (Fernando Poo, Aseension) ve Afrika’nın batı kıyılarında bugünkü Angola topraklarındaki karakol­lar. Ümit burnunun doğusunda Delagoa, Sofala, Mozambik (bugünkü Portekiz Doğu Afrikası), Madagaskar ve Basra körfezinin ağzında Hürmüz ticaret acentaları, Doğu Hindistan’da Diu’dan (1575) Koçin’e (1500) kadar, Malabar kıyısında Seylan (1505) ve daha doğuda Tegu, Malakka (1511), Makao (1516′da ulaşıldı) gibi birçok sömürgeye sa­hip olan Portekizliler tarafından işgal edil­di. Ama bu büyük imparatorluktan yarar­lanmak için geniş kapsamlı bir siyaset uy­gulanmadı.

Zenci Afrika’da Portekizliler devamlı ola­rak yerleşebilirlerdi. Inter Caetera (1493) fermanı bu bölgeyi hıristiy anlaştırma tekeli­ni Portekizlilere verdi; batıda, Kongo kralı, Joao adiyle vaftiz edildi (1492); başkenti Mbali’ye Sao-Salvador adı verildi; Joao’nun yerine geçen Afonso (Alfonso) [1507-1540], Lizbon ile latince yazışmalar yaptı ve oğlu Henricjue, Sao-Salvador piskoposu oldu; doğuda, komşu yerli devletleriyle (Zambezi ırmağının kıvrımında Monomotapa) anlaş­malar yapılması portekiz yerleşmesini sağ­layacak gibi görünüyordu; kolonlar ülkeye akın etmeğe başladı. Fakat kolonların, özellikle doğu kıyıdaki melez pvmbeiro’lann aç gözlülüğü, köle haline getirilen zencilere karşı çok sert davranılması ve rahiplerin En­gizisyon aracılığıyle Hıristiyanlığı yayabile­ceklerini sanmaları, afrikalıların kabukları­na çekilmelerine yol açtı. Afonso’nun oğlu Diogo tarafından Sao-Salvador’dan kovulan Portekizliler, yalnız kıyıda, özellikle Sao Pa­ulo de Luanda’da tutunabildiler. O tarihe kadar Portekiz’in Afrika’daki sömürgelerin­den köle pazarları ve Hindistan yolu üzerin­de iskele olarak yararlanılıyordu. İskeleler Hindistan imparatorluğunun çökmesiyle kısa süre içinde ortadan kalktı. Köle pazarların­dan yararlanma ise uzun süre Atlas okya­nusu adaları ve Brezilya’nın değerlendiril­mesi çerçevesi içinde kaldı. Ümit burnunun doğusunda 1505′tç yaratılan «Estado da İndia» sömürgesi başlıyordu. Sömürge Diu, Malakka ve başşehri Goa gi­bi, doğrudan doğruya Portekiz’e bağlı şe­hirleri, Portekizlilerin kaleleri bulunan hi­maye bölgelerini (Seylan), yabancı toprak­lardaki ticaret acentalarını (Çittagong, Ma­kao, Bantam, Makassar) içine alıyordu. Vali (bazen kral naibi unvanını taşıyordu) üç yıl için tayin edilir ve görev süresi ender olarak uzatılırdı, şaşaalı bir hayat süren vali­ler Gca’da oturur ve Albuquerque zamanın­dan (1508-15İ5) beri para basarlardı. Her bölgede bir «yüzbaşı» ve onun yardımcısı olan bir «kale yüzbaşısı» bulunurdu. Estado da İndia’nın filosu ve özel ordusu vardı. Albuquerque’nin öne sürdüsü bölgesel yerleştirme tasarısının başarıya ulaşmasından sonra ihtilas ve disiplinsizliğin âdet haline geldiği, Estado idaresine, çok ağır malî yü­kümler yüklendi.

Portekiz yönetiminin yetersizliğinin sebebi, Portekizlilerin kolonlara sağlanan menfaat­lere rağmen Hindistan’a yerleşmemeleridir. Kolonlar gelir, zengin olur ve vatanlarına dönerlerdi. Sömürgede din adamları daha kalabalıktı; fakat sertlikleri ve çoğunlukla yapıcı olmayan yaşayışları Aziz Francisco Javier misyonlarına rağmen devamlı bir hıristiyanlaştırma çalışmasını engelledi. Hint ve Çin denizlerine çıkan Portekizliler, se­fere hâkim olan müslüman arap ve acem tacirlerinin meydana getirdiği bir ticaret ağı buldular; Malakka, Hint ve Çin dünya­sının ilişki noktasında büyük bir depoydu. Ticaretin bazı dallarından müslümanlarm ayağını kaydıran Portekizliler, onların böl­gesel ürünleri toplayan aracılar olma özel­liğine dokunmadılar. Portekizliler, bütün yabancı gemilere, tahrip tehdidiyle el çekti­rerek büyük ticaret tekelini ele geçirdiler. Bu ticaret, yılda bir kere Lizbon’a Mala­bar’dan karabiber (kralın mutlak tekelinde), Surate’tan pamuklu kumaş, Molük adala­rından karanfil, Cava’dan hindistancevizi, Çin’den porselen ve çini mürekkebi taşıyan portekiz «filo»sunun elindeydi. Karabiber yükü Lizbon’a ulaşınca Avrupa’daki yabancı firmalara dağıtımını kendi üstüne alan kral bu sayede büyük kazançlar sağlar. Ama bu kazançlar şatafatlı bir siyaset yüzünden ça­bucak erirdi. Lizbon’un siyaseti başlangıç­tan itibaren mutlak portekiz tekeline ve bu çerçeve içinde bazı maddeler için, kral te­keline dayanıyordu. Aslında mübadeleyi tek başına sağlamada yetersiz kalan portekiz donanması, 1578′den sonra bir kısmını bir Augsburg firmasına bırakmak zorunda kal­dı.

Portekizliler Afrika ve Asya’da yayılmaları yüzünden birçok düşman kazandılar: Afrika altınını elden kaçırmaktan ve Kızıldeniz’in kapanmasından kaygılanan Türkler (Aden’in işgali [1538]; Diu’ya hücum [1546]; Sofala’-ya hücum [1585-1586]); Sofala’ya hücum eden (1602) Ekber Şah. Bununla birlik­te en tehlikeli rakipler Hollandalılar ve İngilizlerdi; Hollandalılar Amboina’yı (1605), Malakka’yı (1641), Kolombo’yu, Koçin’i al­dılar; İngilizler Hürmüz’ü (1622), Maskat’ı (1647) işgal ettiler. Böylece, 1578′de Magrıp ümitlerinin kırılmasıyle
(Sebastiao’nun Alcaçar-Quivir muharebesinde ölümü) başla­yan Portekiz’in tekrar İspanya’ya bağlan­ması döneminde (1580-1640), Portekiz’in Asya’daki sömürgeleri dağıldı. Bragança sülâlesinin tekrar tahta çıkmasından ve Bragança’ın Catarina’nın İngiltere kralı Charles II ile evlenmesinden cihaz olarak Bombay’ı ve Portekiz’in sömürgelerinde ticaret hakkını aldı; sonra, Portekiz’in elinde parlak Hin­distan imparatorluğundan afrika limanları dışında Goa, Diu, Damao, Makao kaldı. İlk işletme yılları dışında Portekiz, işletme tekelini sağlamakta ve güneydoğu asya de­nizlerini öbür avrupa ticaret filolarına ka­pamakta yetersiz kalmıştı. Portekiz XVII. yy. ortasında hâlâ önemli bir sömürge devleti olmasını özellikle çeşit­li kolonilere köklü bir şekilde kolonlar yer­leştirmesine borçludur: bir yanda Brezilya’­ya, öte yanda Madera, Asor adaları, Cabo Verde’ye. Her iki yerde de, kolonlara çok geniş topraklar bırakıldı. Her iki bölgede de zenci işçi çalıştırmak gerekiyordu; bü­tün bu topraklarda Joao III (1548), mahallî güçlerin zararına Corregedore’ler, ve Sao Salvador’a (Bahia) bir genel vali tayin ede­rek iktidarı ele almağa çalıştı. Fakat Atlas Okyanusu adaları Portekiz’in denetimi al­tında gelişirken, Brezilya çok erken bir tarihte ayrıldı.
İlke olarak Portekiz kralı Brezilya’ya da hükmediyordu, ülkeye yabancı tüccarların girmesini yasakladı; bununla birlikte Methuen antlaşmasıyle (1703) İngilizlere karşı yasak kaldırıldı ve o tarihten sonra ingiliz­ler Brezilya ticaretini hemen tamamıyle ele geçirdiler. Kral tuz ve boya çıkarılan or­manların işletme tekelini muhafaza etti; üzüm, zeytin, dut yetiştirilmesini yasakladı; şeker ve tütün işlenmesine engel oldu. Me­murlar tayin etti ve bir genel valilik kur­du (1720).

Uygulamada ise çeşitli olaylar Brezilya’nın nispî muhtariyetini ortaya koydu, ilk yıl­lardan sonra ırk büyük ölçüde karıştı: önce beyazlarla kızılderililer, sonra beyazlarla zenciler. Sömürgelerde doğan avrupa asıl­lıların yanı sıra pek çok melez yaşıyordu (Mameluco’lar); bunlar XVII. yy. sonunda 1525′ten sonra Gine’den getirilen zenci ve kızılderililere hâkim bir sosyal sınıf meyda­na getirdi.

Seçkin sınıf erken bir tarihte gücünü sağ­lamlaştırdı; köylerde kölelik tehdidi altında­ki krzılderilileri kurtarmak isteyen cizvitlerle çatıştı (Sao Paulo eyaletinde XVII. yy. sonuna kadar cizvitlerle «Paulo’lular» ara­sındaki uyuşmazlık); şehirlerde Hollanda­lıları Brezilya’dan çıkaran ayaklanmayı yö­netti (1653-1654) ve Portekiz ile ilişkilerin kesildiği bu dönemde önemli siyasî ve idarî sorumluluklar yüklendi. XVIII. yy. ortalarına doğru Brezilya, ispan­yol sömürgelerinde ingiliz kaçakçılığı ve Minas Gerais genel valiliğinde bulunan (1714) madenler (altın, elmas) sayesinde zen­ginlenince, menfatleri Pompal valisinin kral­lık gücünü artırıcı tedbirler (anavatanla ti­caret tekelini elde tutan şirketler kurulması, altından yüzde 20 kral hakkı alınması, 1751) aldığı sırada (1750-1777) Portekiz’inkilerle çelişti. Tekel rejimi Brezilya’da daha güç katlanılır hale geldi. Napolyon’un Portekiz’i işgal ettiği sırada Joao VI’nın Brezilya’da yaşamasından ve fransız işgalinden sonraki karışıklıkların (1807-1821) Portekiz’in ismî metbuluğunun zayıflığını bir kere daha or­taya koymasından sonra Brezilya, komşu ispanyol sömürgelerindeki karışıklıkların tersine kan dökülmeden bağımsızlığa kavuş­tu. Portekiz son çağa, dünyanın birinci sö­mürge imparatorluğunun kalıntılarıyle girdi. Elinde kalan Sunda adalarından birkaçını (Flores 1859) kaybetti ve Gabon’da ve Ginedeki sömürgelerinin büyük kısmından vaz geçti. Serta Pinto’nun keşiflerinin ortaya çıkardığı, Angola’dan Mozambik’e kadar uzanacak bir Portekiz Orta Afrikası kurma hayali, Berlin kongresinde (1884) yıkıldı; avrupa devletleri Portekiz’e aldırış etmeden Afrika’daki etki bölgelerini paylaştı; ancak Kongo halicinin kuzey kıyısında küçük bir araziyi (Cabinda) muhafaza edebilen Por­tekiz «Chartered» birliklerine yenildikten sonra, arasına ingiliz sömürgeleri sıkıştırı­lan Angola ve Mozambik sınırlarını kabul etmek zorunda kaldı (1891 antlaşması). Böy­lece Portekiz’in Afrika’daki başlıca iki sö­mürgesi birbirinden ayrılarak ingiliz (Mo­zambik) ve alman (Angola) etki böl­gelerine katılmak tehlikesiyle karşı kar­şıya kaldı ve Boer’ler savaşı ile ingiliz-alman ilişkilerinin kesilmesi sayesinde kurtulabildi. Bugün Portekiz’in Afrika’daki sö­mürgeleri (Mozambik, Angola, Gine’de) yak­laşık olarak 15 milyon kişiyi barındırır ve anavatanın bir ili gibi yönetilir. Hindistan ve Çin’deki sömürgeler de (Goa, Damao, Makao) aynı statüye bağlıdır.

Osmanli-Devleti.Net

 

Önerilen Yazılar


¦ Yazı1  |  Yazı2  |  Yazı3  |  Yazı4  |  Yazı5 |  Yazı6  |  Yazı7  |  Yazı8  |  Yazı9  |  Yazı10 |  Yazı11 ¦



Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol